Terörizm

TERÖR KÜRESEL BİR TEHDİTTİR VE KÜRESEL DÜZEYDE MÜCADELE EDİLMELİDİR

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde terörizmin birçok kökeni vardır. Aslında ülke içi terörizm, bu ülkenin kuruluşundan bu yana var olmuştur ve ülkemizin siyasi ve sosyal gelişimini değişen derecelerde etkilemiştir.

TERÖRİZM – TANIMLAMA SORUNU

Yurtiçi-Yurtdışı kaynaklı terörizm genellikle, siyasi, sosyal veya ideolojik hedefleri ilerletmek amacıyla korku aşılamak amacıyla bir ulusun vatandaşlarının veya daimi sakinlerinin o ulusun genel halkına veya mülküne karşı şiddet veya korkutma eylemlerini içerir. Bu trajik olgunun bazı örneklerini tartışmanın yanı sıra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ndeki ülke içi ve dışardan kontrol edilen terörizmin tarihini ve şiddetini unutmamak gerekir.

Yurtiçi terörizm, teröristlerin kendi ülkelerinde korku yaratmak amacıyla kamu mülküne veya alanlarına karşı gerçekleştirdiği şiddet eylemlerini içerir. Çeşitli tehditler, türleri ve örnekleri de dahil olmak üzere ülke içi terörizm, huzuru ve sükûneti bozmak için kanlı eylemler düzenleyerek beslenir.

Terörizm, hükümeti etkilemek veya halkı korkutmak için tasarlanmış bir eylem veya tehdittir. Amacı siyasi, dini veya ideolojik bir amacı ilerletmektir.

İster İslamcı, ister aşırı sağcı, karışık ve belirsiz ideolojilere sahip olsun, ister başka türlü olsun tüm terör yanlısı grupların şiddet içeren eylemlerde bulunacağını, hem çevrimiçi hem de çevrimdışı olarak belirli tehditler oluşturacağını unutmamak gerekir.

İÇ VE DIŞ TERÖRİZM – TEHDİDİN AYRIŞTIRILMASI

Ülke içi terörizmi tanımlamak, kısmen belirgin ve suç teşkil eden bir eylemin olmaması nedeniyle zordur. Yerel terörizmi diğer suç eylemlerinden ayırır. Bununla birlikte, terim tipik olarak üç unsuru içerir.

Birey/Grup;

Güç/Şiddet;

Siyasi/Sosyal; bir sorunun varlığıdır.

Bu nedenle, amaçları doğrultusunda, yerel terörizm siyasi/sosyal amaçların ilerletilmesi, bireyler/gruplar tarafından güç/şiddet eylemleri veya tehditleri yoluyla, yurtiçi terörizmin tanımlanması ve ayırt edilmesine ilişkin geçmişteki ve günümüzdeki belirsizlik bir dizi sorun yaratmaktadır. Bu tehdidin analizinde karşılaşılan zorluklar. İlk olarak, kullanılan tanıma bağlı olarak iç terörizmin anavatana yönelik diğer önemli ancak farklı tehditlerle karıştırılmasıdır.

Yerli teröristler, tipik olarak belirlenmiş bir yabancı terör örgütünün, benzer bir endişe, yerel terörizmin kitlesel saldırı veya seri saldırı ile karıştırılma potansiyelidir, ideolojik bileşen içermeyen olaylar. Kitlesel saldırı veya seri saldırı olayları bir toplumu terörize edebilir ve genellikle önemli yaralanma veya can kaybıyla sonuçlanır.

Yurtiçi terörizm tehdidinin analiz edilmesinde karşılaşılan bir diğer zorluk da eğilimlerin tespit edilememesidir, niceliksel veriler aracılığıyla suç eylemlerindeki artış veya azalışı net bir şekilde gösterebilecek sonlu bir veri bulunmamaktadır.

Terörizmle mücadelede Türkiye’nin askeri tedbirler uyguladığı görülmektedir. Ancak güvenlik tedbirleri yanında terörizmle mücadeleyi çok yönlü olarak ele alan ülkeler terörizmle mücadelede daha başarılı olmuştur. Militarist bir bakış açısıyla 2000’lere kadar terörizmle mücadeleyi terörist ile mücadele olarak sürdüren Türkiye, 21. yüzyıla girerken ulusal sınırları aşarak güç kazanan terörizmin, sadece bir iç politika meselesi olmadığını anlamıştır. Ayrıca, uluslararası gelişmelerin de etkisi ile terör örgütlerinin faklı taktikler benimseyerek değişime girmesi sonucu, terörizmle mücadelenin çok boyutlu olması gerektiği kabul görmüştür. Bu nedenle terörizmle mücadelede sadece askeri tedbirler ve taktikler değil fikirsel taktikler de önem kazanmaya başlamıştır.

Terörizmle mücadelede Türkiye Cumhuriyeti Devleti en sert şekilde cevap verdiğini ve coğrafi şartlarımıza göre başarılı operasyonları sürdürmektedir. Bu doğrultuda, öncelikli olarak terörizm ve terörizmin tarihsel süreci ele alınmıştır. Terörizmle mücadelede kullanılacak yöntemler ve terör örgütlerinin büyüme stratejilerine yönelik alınması geren önlemlere dair tespitler, terörizme mücadele başlığı altında ele alınmıştır. Mukayeseli bir çalışma ortaya koymak adına devlet güçlerinin terörizmle mücadele yöntemleri güvenlik birimleri aracılığıyla, hukuki yollarla ve müzakere yoluyla olmak üzere üç başlık altında karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

TÜRKİYE’DE TERÖRÜ ORTAYA ÇIKARAN İÇ VE DIŞ DİNAMİKLER, STRATEJİLER VE TAKTİKLER

Türkiye, asırlardır nüfuz mücadelelerine sahne olan bir coğrafyada olması sebebiyle daima saldırıların odağında bulunmuştur. Anadolu coğrafyası, jeopolitik ve jeostratejik öneminden dolayı, dünya hâkimiyetini ele geçirmek isteyen ulusların tarih boyu mücadele/çatışma arenası olagelmiştir. Türk Devletleri düşman güçlerinin istilası ile değil, düşmanla işbirliği yapan yerli hainler yüzünden parçalanarak yıkılmışlardır.

Bu çerçevede;

1) Yüzyıllardır batı devletlerinin Anadolu topraklarında hedeflerine ulaşmada en büyük silahlarından biri misyoner faaliyetleri olmuştur.

2) Diğer başka bir taktik, tarihi gerçekler ile bağdaşmayan Şark Meselesidir.

3) Aynı kaderi paylaşan Anadolu toplumunu hasım gruplar haline getirmek için büyük ve sistematik psikolojik harekata girişmişlerdir.

Türkiye, Anadolu coğrafyasının sağladığı eşsiz kolaylıklar sayesinde, Ege ve Karadeniz ile bu denizlerin havzalarının kontrolünü elinde tutmuş, Ortadoğu – Kafkaslar ve Balkanları kontrol edebilecek bir duruma kavuşmuştur. Anadolu’nun Türkler tarafından elde edilmesi ve kontrolü dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Yeni ve yakın çağlar tarihi, bir bakıma; Anadolu’nun Türklerden kurtarılması veya arındırılması için yapılan savaşlar, ittifaklar, politik ve ekonomik entrikalar tarihidir. Türk boğazları Akdeniz ve Ortadoğu’nun tarih boyunca sahip olduğu ve jeopolitik/jeostratejik önemi;  Diğer dünya ülkeleri Türkiye’ye karşı politika ve çıkarları doğrultusunda zaman zaman kendi güçlerini kullanma, birbirlerini destekleme, Rum, Ermeni gibi azınlıkları ve diğer iç unsurları kışkırtma şeklinde uygulamıştır.

Ayrıca, her iki dünya savaşının hazırlıkları, süresi ve sonuçları incelendiğinde, Batılı Devletlerin Türkiye ile ilgili gizli ve açık tutum ve davranışları açıkça görülmektedir. Günümüzde ise Türkiye üzerinde kendi milli menfaat ve hedeflerine uygun emelleri olan ülkeler, dünya ve bölgesel politik, sosyo-ekonomik gelişmeler doğrultusunda, Türkiye’nin de içinde bulunduğu politik, ekonomik ve sosyal koşulları da hesaba katan bir politika izlemektedirler. Bu politika zaman zaman Türkiye’nin yanında veya karşısında olma şeklindedir.

Bir yorum bırakın

GMKA A.Ş. 2025 Tüm Hakkı Saklıdır.